Tetkik https://tetkik.okuokut.org/tetkik <div> <p class="Metin-Kapak-Tetkik"><span lang="EN-US">Tetkik; Mart ve Eylül aylarında olmak üzere yılda iki kez elektronik ortamda yayınlanan, açık erişimli, hakemli bilimsel bir dergidir. Okut Okut Derneği'nin resmî yayınıdır. 2022 yılında yayın hayatına başlamıştır. Tetkik, Türk-İslam kültürü alanında alana katkı sağlayacak araştırma makaleleri yayınlamaktadır. Tetkik'in amacı, Türk-İslam kültürü üzerine Türkçe ve İngilizce özgün araştırma makaleleri yayımlayarak bu alandaki bilginin ulusal ve uluslararası düzeyde artmasına ve paylaşımına katkıda bulunmaktır. Dergiye yayımlanmak üzere gönderilen bilimsel makaleler Türkiye Türkçesi veya İngilizce olmalıdır. Derginin hedef kitlesini akademisyenler, araştırmacılar, lisansüstü öğrenciler ve ilgili akademik kurum ve kuruluşlar oluşturmaktadır. <a href="https://docs.google.com/document/d/1kNt-tBgxgs_WTWRA5bcV8-wGXFPmE3lAXkBSfsP4Dns/edit?usp=sharing" target="_blank" rel="noopener"><em>Tetkik Makale Şablonu'nu buradan indirebilirsiniz.</em></a></span></p> </div> Oku Okut Yayınları tr-TR Tetkik 2822-3322 <p><em>Tetkik </em>(ISSN 2822-3322) dergisine yayımlanması için değerlendirilmek üzere gönderilen makaleler, daha önce herhangi bir ortamda yayınlanmamış veya herhangi bir yayın ortamına yayınlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Yazarlar <em>Tetkik </em>(ISSN 2822-3322) dergisinde yayınlanan çalışmalarının telif hakkına sahiptirler ve çalışmaları Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) olarak lisanslıdır. Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) lisansı, eserin ticari kullanım dışında her boyut ve formatta paylaşılmasına, kopyalanmasına, çoğaltılmasına ve orijinal esere uygun şekilde atıfta bulunmak kaydıyla yeniden düzenleme, dönüştürme ve eserin üzerine inşa etme dâhil adapte edilmesine izin verir.</p> Akademik Dergilerde Kurullar: Yayın Kurulu – Danışma Kurulu https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.92 <p>Hakemli dergiler, uzman incelemesinden geçen bilimsel makaleleri yayımlayan süreli yayınlardır. Bu dergiler, araştırmacılara bulgularını bilim dünyası ve okurları ile paylaşma imkânı sağlarlar. Hakemli dergilerde asıl olan bilimsel inceleme sürecinin bulunması ve objektif olarak işletilmesidir. Bu süreç, bir baş editörün koordinesinde editörler veya kurullar tarafından yürütülür. Dergilerdeki editöryal yapı, dergiden dergiye farklı olabilmektedir. Bu çalışmada Yayın Kurulu ile Danışma Kurulu hakkında bilgi verilmiştir.</p> Abdullah Demir Telif Hakkı (c) 2023 Abdullah Demir https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-30 2023-03-30 3 1 4 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.92 Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu Seküler Emperyalist Epistemoloji, Abdülvahab M. el-Messiri, editör Hatice Nuriler (İstanbul: Mahya Yayınları, 2021), 159 sayfa, ISBN: 9786055222901 https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.85 <p>‘Kalemin Dansı Göstergenin Oyunu Seküler Emperyalist Epistemoloji’ başlığını taşıyan ve Mısırlı Müslüman düşünür Abdülvahab M. el-Messiri tarafından kaleme alınan bu kitap, yazarın 1994-2006 yılları arasında modernite, sekülarizm, emperyalizm ve çağdaş Batı medeniyeti üzerine kaleme aldığı dört ayrı makalesinden oluşmaktadır. Geliştirdiği kavram setleriyle moderniteyi “kapsamlı sekülarizm”in bütün dünyaya ihraç edildiği bir süreç, postmoderniteyi ise onun bir alt ya da üst aşaması olarak tanımlayan Messiri, dünyanın nihai anlam ve değerlerle yeniden buluşturulmasına yönelik özgün ve öncü bir çabayı temsil etmektedir.</p> Hicret Kiraz Toprak Telif Hakkı (c) 2023 Hicret Kiraz Toprak https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 197 204 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.85 Eski Anadolu Türkçesi Dönemi Kur’an Tercümelerinde Gazâ Anlayışının Yansımaları https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.91 <p>Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili ortaya çıkan tartışmalarda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan biri de gazâ tezi olarak bilinmektedir. Bu görüş üzerindeki tartışmalar, başlangıcından günümüze kadar canlılığını korumaktadır. Tartışmanın temelinde Anadolu’da fetihleri gerçekleştirenleri harekete geçiren gücün ne olduğu sorunu vardır. Bu tezi savunanlara göre Allah yolunda savaşmak anlamına gelen gazâya katılmak, başka sebeplerle birlikte o kişileri harekete geçiren en güçlü saiktir. Tezin savunulması ise doğal olarak mümkün mertebe kuruluş devrindeki çağdaş kaynaklar üzerinden yapılmaktadır. Bunlar da sikkeler, kitabeler, vakfiyeler ve kitaplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitaplar içinde ise tarih kaynaklar başta olmak üzere edebî ve dinî eserlere de referans için müracaat edilmektedir. Bu çalışmada söz konusu tartışmalar bağlamında Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapılmış olan Kur’an tercümeleri incelenmiştir. Bu tercümelerde gazâ veya gâzî kelimeleri ve bunlarla oluşturulan kelime öbeklerinin konumuz bakımından anlamlı bir yoğunluk sergilediği görülmüştür. Bunun sınaması için de daha önce ve Anadolu sahası dışında yapılmış Kur’an tercümelerine başvurulmuştur. Doğu Türkçesindeki Kur’an tercümeleri olarak belirtilen bu eserlerde bahsedilen kelimeler neredeyse hiç geçmemektedir. Bu tespit Osmanlı Devleti’nin kuruluş zamanlarını da içine alan Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapılan Kur’an tercümelerinin gazâ teziyle ilgili tartışmalarda değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Araştırmada Eski Anadolu Türkçesi döneminde yapıldığı bilinen üç adet ve Doğu Türkçesi ile yapılmış iki adet Kur’an tercümesi incelenmiştir. Burada da konumuzla ilgili kelime veya kelime öbeği bakımından en zengin örnekleri barındıran ve Bursa Nüshası olarak bilinen Kur’an tercümesi esas alınmıştır. Bursa nüshasındaki örnekler diğer tercümeler ile karşılaştırılmıştır. Çok nadir olarak diğer tercümelerde görülüp de Bursa Nüshasında olmayan örnekler de bulunmuş olup bunlar da verilmiştir. Tercüme örnekleri verilirken de önce âyetin tamamı veya ilgili kısmı orijinal hâliyle verilmiş, sonra günümüz Türkiye Türkçesi ile meali aktarılmış, ardından incelen tercümelerdeki karşılıklar sıralanmış; her bir örnek sonrasında kısaca değerlendirmede bulunulmuştur. Örnekler sınıflandırma imkânı verdiği için de birkaç başlık altında ele alınmıştır.</p> Kenan Özçelik Telif Hakkı (c) 2023 Dr. Kenan Özçelik https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 5 41 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.91 Alevî-Bektaşî Menâkıbnâmelerinde Renk Sembolizmi https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/56 <p>Tasavvuf literatüründe sûfîlerin hikmetli sözlerine ve faziletli davranışlarına yer veren, ermiş veya velî olarak kabul edilen tarikat büyüklerinin kerametlerinin anlatılması amacıyla yazılan menâkıbnâmeler ve velâyetnâmeler yazıldıkları dönemin ideolojisini, inanç ve geleneklerini; toplumun siyasi, sosyal ve dinî-tasavvufî yapısını; çağın tarihî olay ve şahsiyetlerini ihtiva etmesi sebebiyle kültür ve edebiyat dünyasının önemli kaynakları arasında yer almaktadır. Alevî-Bektaşî geleneğine ait velâyetnâmeler ve menâkıbnâmelerde de erenlerin kerametlerine yer verilmesi bu eserlerin sembolik motifler bakımından oldukça zengin olmasına sebep olmuştur. Bu çalışmada, Anadolu tasavvuf literatürünün önemli metinleri arasında yer alan ve Alevî-Bektaşî geleneğinin önemli eserlerinden olan velâyetnâmeler ve menâkıbnâmelerde bulunan motifler renk sembolizmi bağlamında incelenmiştir. Başta Hacı Bektaş Velî Velâyetnâmesi olmak üzere bu kültürü yansıtan Koyun Baba, Demir Baba, Seyyid Ali Sultan gibi velâyetnâmeler ve Abdal Musa, Hacım Sultan gibi menâkıbnâmelerde dağınık halde bulunan ve farklı anlamlarda kullanılan renk motifleri konunun detaylı olarak incelenmesi ve karşılaştırma yapılması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu renkler, hem Alevî-Bektaşî kültürünü anlamada hem de bu kültürün oluşumunda Türk-İslam birlikteliğinin tahlili noktasında önemli bir alan oluşturmaktadır. Yapılan araştırmada Türkçe, Osmanlıca, Arapça ve İngilizce eserlerden yararlanılarak konuyla ilgili materyaller bulunmuş ve sembolik unsurlar arasında bağlantı kurularak elde edilen bilgiler konu başlıklarına uygun gelecek şekilde sıralanmıştır. Velâyetnâmeler ve Menâkıbnâmelerle ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Fakat bu eserlerdeki renk sembolleri ve bu sembollerin anlamsal arka planı ile ilgili doğrudan bir çalışma yapılmamıştır. Bu sebeple çalışmada velâyetnâmeler ve menâkıbnâmelerde geçen her bir motif incelenerek bu motiflerin renk sembolizmi hakkında eski Türk inancı ve İslam ekseninde karşılaştırmalı bilgiler verilerek değerlendirilmeler yapılmaya çalışılmıştır.</p> Sümeyye Yurduseven Telif Hakkı (c) 2023 Sümeyye Yurduseven https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-30 2023-03-30 3 43 68 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.56 Kurtubî’nin Morfolojik Temelli Anlam Arayışı https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.78 <p>Arapça bir terim olarak sarf, morfoloji (biçimbilim); bir ana yapıdan, anlam açısından ve ifade edilmek istenen şeye uygun dönüşümler veya eklemeler ile yeni bir şekilde ya da aynı şekilde bir yapı oluşturma ve bu şekilde oluşmuş lâfızları inceleme ilmidir. Anlaşılma hedefiyle Arapça vahyedilen Kur’an, Arap dil bilimlerinin ve sarfın da konuları arasında yer alır. Müfessirler, Kur’an’ı tefsir ederken morfoloji biliminden de çokça yararlanmışlardır. Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî (öl. 671/1273) <em>el-Câmi‘ lî Ahkâmi’l-Kur’ân</em> tefsirinde biçimbilime anlama ve anlatma çabası içinde yer vermiştir. Tefsirin en belirgin özelliklerinden biri âyetin açıklamasında öncelikle -morfoloji de dahil olmak üzere- filolojik açıklamaların yer almasıdır. Kurtubî âyet içerisinde geçen sözcüklerin yapısal analizlerini yaparak onlar hakkında morfolojik bilgiler vermiştir ve biçim açısından ayrıntı ve istisna olan konuları işlemiştir. Ayrıca müfessir sözcüklerin morfolojik durumlarını göz önünde bulundurarak, o sözcüklerin ifade ettikleri manaları anlaşılır kılmaya çalışmıştır. Bununla beraber araştırma sırasında üzerinde durulması gereken bir konu da Kurtubî’nin sarf kurallarından hareket ederek bu kurallar ile meydana gelmeyecek anlamlara ulaşmasıdır. Müfessirin bu uygulamaları lafzın özelliği, okuyuş farklılıkları, sözcüğün bulunduğu bağlam, zaidlik, hazf vb. durumlarında gerçekleştirdiği dikkat çekmektedir. Çalışmada, Kurtubî’nin âyetleri anlama ve anlatma sürecinde verdiği bilgiler gözden geçirilir ve onun morfolojinin konuları arasında yer alan tekil-ikil-çoğul, erillik-dişillik, belirlilik-belirsizlikle alakalı yaptığı yorumlar esas alınarak çalışma sınırlandırılmıştır. Bu üç konuda tefsirde okumalar yapılmış, konularla ilgili örnekler üzerinden konu işlenmiş ve oluşan duruma dair açıklama, değerlendirme ve varsayımlarda bulunulmuştur. Makalede örneklemler farklı açılardan ve tafsilatlı incelenerek özellikle manaya odaklanan bir minvalde konu aktarılmıştır.</p> İsmail Erken Telif Hakkı (c) 2023 İsmail Erken https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 69 86 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.78 Barış İnşası Çalışmalarının Din Sosyolojisi Bakış Açısından Değerlendirilmesi https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.52 <p>Geleneksel barışı tesis etme çalışmalarına ek olarak kültür, değerler, inançlar gibi değişkenleri de dikkate alarak ilk olarak 1992 yılında Birleşmiş Milletler (BM) dönem başkanı B. Boutros Ghali’nin çabaları ile gündeme barış inşası çalışmaları günümüze değin önemli bir araştırma sahasını oluşturmaktadır. Barış inşası, çatışma öncesi, süreci ve sonrası olmak üzere çatışmanın farklı aşamalarında gerçekleştirilen ortak bir toplum inşası ve sürdürülebilir barış projesi olarak ilerlemektedir. Çatışan tarafların adaletin sağlanması, kurumların yeniden inşası, suçluların cezalandırılması vb. çözüm aşamalarına dahil olmalarını içeren bir süreç olarak kabul edilebilir. Barış inşası süreçleri isminden anlaşılacağı gibi kişilerin inançlarından, kimlik ve kişiliklerinden bağımsız değildir. Bu noktada farklı boyutlarıyla inanılan din, barış inşasında önemli bir faktör olarak karşımızda durmaktadır. Din ürettiği söylem, pratik, maneviyat, öğretiler yoluyla bireyi, grupları ve toplumu derinden etkiler. Toplumun var olan durumunun değiştirilmesi olarak okunabilecek barış inşası bu yönüyle din ile kesişmekte ve ortak hedefleri gerçekleştirebilmektedir. Dinin toplumla ilişkilerini inceleyen bir bilim olan Din Sosyolojisi, gruplar arası çatışmaları ve nedenlerini irdeleyen Sosyal Psikoloji ve barışın inşa edilmesinde hangi unsurların etkili olduğunu araştıran Uluslararası İlişkiler disiplinleri ortak çözüm yollarının tesis edilmesi için beraber hareket edebilecek alanlardır. Bu bağlamda çalışmanın temel problemi, barış inşası ve Din Sosyolojisi arasında nasıl bir ilişki olduğunu irdelemektedir. Çalışmanın amacı ise din sosyolojisi biliminin barış ve din ilişkisi boyutuyla barış inşası çalışmalarına hangi katkıyı sunabileceğini tartışmaktır. Çalışmada din sosyolojisi bilim dalı çerçevesinde din ve toplum ilişkisine dair kavramsal analiz barış inşası çalışmalarının çıktıları ile ilişkilendirilerek anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada nitel yöntem ve doküman analizi tekniği kullanılmıştır.</p> Mehmet Emin Sarıkaya Telif Hakkı (c) 2022 Mehmet Emin Sarıkaya https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 87 105 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.52 İslam Felsefesi Perspektifinden Metaverse ve Misâl Âlemi Karşılaştırması https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.72 <p>Metaverse ile insanların, bir ağ aracılığıyla birlikte var olmak, sosyalleşmek ve değer alışverişinde bulunmak gibi eylemlerini fiziksel dünyanın kayıtlarından bağımsız gerçekleştirebilmelerinin mümkün hale gelmesi, konunun en az teknik problemleri kadar felsefe sahasında da tartışılmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada Metaverse’ün, yaratıcı hayâl kuvvesini harekete geçirmesiyle insanın kendi misal âlemini inşa edebilmesinin imkânı tartışılarak İslam felsefesi perspektifinden Metaverse’ün mahiyeti yorumlanmıştır. Konunun güncel ve yeni bir mesele olması nedeniyle yapılan çalışmaların teknoloji, turizm, ekonomi gibi alanlarla kısıtlanması ve Metaverse’ün fizik ötesi bir evren olma iddiasına rağmen metafizik ile ilişkilendirilmesine dair yeterli çalışmaların bulunmaması araştırmanın önemini göstermektedir. Mevzunun bilhassa güncel ve dinamik olma iddiası taşıyan İslam felsefesi çerçevesinde ele alınmasının, sonraki çalışmalara yol göstermesi ve yeni ufuklar kazandırması beklenmektedir. Metaverse’ün insanlığın fizikötesi bir evren ihtiyacını karşılayabilmesi olanağından bahseden çalışmanın amacı, İslam felsefesinin tarihsel birikiminden hareketle güncel bir problemi nasıl karşılayabileceğini tetkik etmektir. Dolayısıyla İslam felsefesinin Metaverse’e bakışını saptamak ve Metaverse’ün felsefî konumunu belirlemek amacıyla “İkiz Dünya” olarak nitelenen Metaverse; Sühreverdî, Molla Sadrâ ve İbnü’l-A‘râbî gibi İslam düşünürlerinin kabul ettiği Misal âlemiyle karşılaştırılmıştır. Çalışmada Metaverse’ün kökenine değinilmiş; yapısı, özellikleri ve işlevleri incelenerek Misâl âlemiyle benzerlikleri tartışılmıştır. Bunun için Metaverse hakkındaki literatür, Misâl âlemini ele alan çalışmalardaki bilgilerle kıyaslanmıştır. Bu kıyas neticesinde Metaverse’ün kozmolojik olarak madde ve ruhlar âlemi arasında yer alan Misâl âlemi ile aynı hakikate sahip olamayacağı velakin Metaverse’ün insanoğluna verilen idrak ve hayâl gücünü temsil eden ve varoluşunun tekâmülüne olanak sağlayan bir gerçeklik olarak Misâl âlemi kadar ontolojik öneme haiz olduğu ve bu dijital ayna dünyasının Misâl âlemini idrak etmeye ışık tutabileceği kanaatine varılmıştır.</p> Elif Yıldız Telif Hakkı (c) 2023 Elif Yıldız https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 107 130 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.72 Gazzâlî Sonrası Felsefe Eleştirisi: Şihâbeddîn Ömer Sühreverdî Örneği https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.68 <p>Araştırmanın amacı, felsefe eleştirilerinin Gazzâlî sonrası nasıl seyrettiğini Şihâbeddîn Ömer Sühreverdî’nin (öl. 632/1234) <em>Reşfü’n-neṣâʾiḥi’l-îmâniyye ve keşfü’l-feżâʾiḥi’l-Yûnâniyye </em>adlı eseri üzerinden değerlendirmeye çalışmaktır. Genellikle Sühreverdî el-Maktûl (öl. 587/1191) ile karıştırılabilen müellif, sûfî kimliği ile bilinir ve Sühreverdîyye tarikatının kurucusudur. Sühreverdî eserini on beş bölüme ayırmış, Gazzâlî’nin (öl. 505/1111) konu seçimine benzer bir biçimde konuları ele almış, yöntem ve üslup açısından ise kendisinden birçok yönde ayrılmıştır. Sühreverdî felsefe eleştirisinde Gazzâlî’yi takip ederek onun ele aldığı konulara yoğunlaşır. Öyle ki Sühreverdî, filozofların Allah’ın cüzileri bilmediği, sudur inancı ve yeniden yaratılışın ruhânî olacağı hakkında görüşlerini eleştirir. Araştırma Gazzâlî sonrası felsefe eleştirilerini seyrini anlamak için Sühreverdî üzerinden bir okuma yapmayı teklif eder. Bununla beraber Gazzâlî sonrası felsefe eleştirilerini anlamak için Gazzâlî’nin <em>Tehâfütü’l-Felâsife</em>’si ile birlikte Şehristânî’nin (öl. 548/1153) <em>Muṣâraʿatü’l-felâsife </em>kitabı Sühreverdî’nin eseri ile yöntem ve muhteva açısından karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Bu yolla üç eserin birbirine benzer ve ayrılan yönleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu hedefle çalışmamızda öncelikle Sühreverdî’nin felsefe eleştirisinde yöntemini ve filozofları eleştirdiği konuları serdetmeye gayret ettik. Bundan sonra üç ismin eserlerini yöntem, içerik ve eserlerin telifine neden olan sosyal ve siyasi sebepleri kapsayacak şekilde mukayese etmeye çalıştık. Araştırmanın sonucunda Sühreverdî’nin konu seçimi anlamında Gazzâlî ile büyük oranda benzeştiği, yöntem anlamında ise Sühreverdî’nin Gazzâlî’den farklı olarak daha çok nasslara dayandığına eriştik. Çalışmamıza konu olan Şehristânî ise diğer iki isme nazaran daha çok felsefe içerisinde kalarak eleştirilerini yöneltmiştir. Gazzâlî’nin kendisinden sonra yaşayan her iki isme de eleştirilecek konuları belirlerken ki etkisi çalışma boyunca gözlemlenmiştir. Bununla beraber Gazzâlî ve Sühreverdî filozofların tekfirine kanaat getirirken, Şehristânî bu iki isimden ayrılmıştır. Üç ismin eserlerini neden telif ettiğine dair yaptığımız araştırmada ise; Gazzâlî ve Sühreverdî’nin döneminde kendilerine bu eserleri yazmaya sevk edecek kadar yoğun bir felsefî hareketlilik olmadığını gözlemledik. Bununla beraber iki müellifin dönemin siyasi şahsiyetleri ile olan yakın ilişkilerine binaen eserlerini belirli siyasi yönlendirmeler ve sosyal gereklilikler nedeniyle ele almaları mümkün gözükmektedir. Şehristânî’nin eseri ise daha ziyade felsefî bir tartışmanın ürünü olarak görünmektedir.</p> Mahmut Yusuf Mahitapoğlu Telif Hakkı (c) 2023 Mahmut Yusuf Mahitapoğlu https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 131 160 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.68 Cevâhiru’l-Belâğa Kitabı Özelinde Me‘ânî İlmi Bağlamında Günümüz Belâgat Kitaplarındaki Örneklerde Benzerlik Olgusu https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.46 <p>Son yüzyıldır Arap ülkelerinde belâgat üzerine birçok çalışma yapılmış ve bu çalışmalar içerik ve örnek yönüyle klasik dönemde yazılan belâgat kitaplarına benzemiştir. Modern dönemdeki önemli belâgat kitaplarından biri olan <em>Cevâhiru’l-belâğa</em>, Mısırlı bilgin ve dilci Ahmed el-Hâşimî (öl. 1943) tarafından telif edilmiş ve çeşitli eğitim kurumlarında ders kitabı olarak okutulmuştur. Kitabında Ebû Ya‘kûb Sekkâkî (öl. 626/1229) ve Hatîb Kazvînî’nin (öl. 739/1338) kelâm ve felsefe ekolünü takip eden Hâşimî, belâgati me‘ânî, beyân ve bedîʻ olarak üç bölüme ayırmış ve son dönemdeki birçok belâgat müellifi de aynı şekilde belâgati tasnif etmiştir. Bu çalışmada Ahmed el-Hâşimî’nin<em> Cevâhiru’l-belâğa</em> kitabınının <em>fesahat-belâgat</em> kavramları ve <em>me‘ânî</em> bölümüyle ilgili örnekleri incelenmiş ve müellifin kullandığı âyetlerin ve Arap şiirlerinin, Sekkâkî ve Hatîb Kazvînî’nin örnekleriyle benzerliği üzerine mukayeseler yapılmıştır. Yapılan kıyaslamada, fesahat-belâgat kavramları ve me‘ânî ilmindeki bazı örneklerin günümüzde sadece Hâşimî tarafından değil, Abdülaziz ‘Atîk (öl. 1976), Ahmed Matlûb (öl. 2018) ve Fadl Hasan Abbâs (öl. 2011) gibi son dönem Arap belâgati müellifleri tarafından kullanıldığı tespit edilmiş ve Ahmed el-Hâşimî dışında aynı örnekleri kullanan bu müelliflere dipnot ile atıf yapılarak işaret edilmiştir.</p> Ahmet Gezek Telif Hakkı (c) 2022 Ahmet Gezek https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 161 178 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.46 Muhammed Hâdi Ma‘rifet’in Modern Dönem Şiî Tefsir Tarihi Eseri et-Tefsîr ve’l-müfessirûn fî sevbihi’l-kaşîb Üzerine Bir İnceleme https://tetkik.okuokut.org/tetkik/article/view/tetkikdergisi.2023.3.63 <p>Muhammed Hâdi Ma‘rifet, modern dönem tefsir tarihi edebiyatının en önemli simalarından birisidir. Tefsir tarihine dair telif etmiş olduğu eseri, birçok çalışmaya kaynaklık etme potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada müellifin et-Tefsîr ve’l-müfessirûn fî sevbihi’l-kaşîb adlı eserini farklı yönleriyle tanıtmak ve bu eser çerçevesinde Şîa’nın tefsir tarihine bakışını ortaya koymak amaçlanmıştır. Ma‘rifet, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn fî sevbihi’l-kaşîb adlı eserini, M. Hüseyin ez-Zehebî’nin et-Tefsîr ve’l-müfessirûn adlı eserinde Şiî tefsirler ve müfessirlerle ilgili verdiği yanlış bilgileri düzeltmek ve eserdeki eksiklikleri tamamlamak için telif etmiştir. Bundan dolayı müelliflerin kitapları bazı açılardan mukayese edilmiştir. Tespit edildiği üzere Ma‘rifet, tefsir faaliyetlerini altı merhalede ele almıştır. Tefsirin günümüze kadar geçirdiği merhalelere dair bilgiler verdikten sonra farklı mezheplere mensup müfessirlerin tedvin ettiği birçok tefsiri Şiî pen-cereden tanıtmış ve özellikle Farsça ve Şiî tefsirlere dair önemli bilgiler nakletmiştir. Bazı tefsirlerin tanıtımına ise gerekli ihtimamı göstermemiştir. Tefsirlerin tanıtımında zengin bir tasnif sistemi benimsemiştir. Ele aldığı konularda Ehl-i sünnet ve Şîa’nın temel kaynaklarını yoğun olarak kullanmıştır. Zehebî’yi yer yer tenkit etmekle beraber özellikle tefsirlerin tanıtımında kendis-inden çokça istifade etmiş, bazı tefsir ve müfessirleri tanıtırken mezhebî kaygılarla hareket etmiş fakat ele aldığı meselelerde mutaassıp davranmamıştır.</p> Musa Öztürk Telif Hakkı (c) 2023 Musa Öztürk https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 2023-03-28 2023-03-28 3 179 196 10.55709/tetkikdergisi.2023.3.63